KEPÇE KULAK MIYIM?
Kepçe kulak görünümüne yol açan bozukluklara geçmeden önce, muayeneye gelen hastalarımda sıkça karşılaştığım bir durumdan bahsetmek istiyorum: “Benim kulaklarımın kepçe olmadığını söylüyorlar” veya “Kulaklarım kepçe mi?”
Hastalarımın çok büyük bir kısmında yakınları, ameliyat öncesinde bu ameliyatın gerekmediğini söylüyor. Fakat iyileşme sonrasında, öncesi-sonrası fotoğraflara baktıklarında daha hiçbir hasta yakınının “Ameliyata gerek yokmuş” dediğini görmedim. Estetik cerrahinin diğer pek çok alanında ameliyat yapmış bir doktor olarak, şunu söyleyebilirim ki, hastalar en çok kulak konusunda yakınlarının direnciyle karşılaşıyorlar. Böyle bir dirençle karşılaşan hasta, sıklıkla kepçe kulak olup olmadığını sorguluyor. Burada şunu özellikle vurgulamam gerekir: muayene sırasında hastalara hiçbir zaman kulaklarının kepçe olup olmadığını söylemiyorum. Bunun yerine, hastaların kulaklarında hoşuna gitmeyen yerlerin neler olduğunu ve nasıl bir değişiklik beklentileri olduğunu soruyorum. Eğer hastanın beklentisi ameliyatla karşılanabilecekse, o zaman birlikte ameliyat kararı alıyoruz. Bazen bozukluğu belli belirsiz bir hastada, hastanın isteği ameliyatla karşılanabilecekse ameliyat etmeye karar verirken, bazen de hastanın bozukluğu çok belirginken, beklentisi ameliyatla karşılanamayacaksa ameliyat etmemeye karar verebiliyorum.
Bunları söyledikten sonra gelin ne tür bozukluklar kulakların olağandan fazla dikkat çekmesine neden olabiliyor, bunlara tek tek fotoğraflar üzerinden birlikte bakalım.
Antiheliks Üst Bacağı
Burada kıvrımın tam gelişmemiş olması, kepçe kulak bozukluğuna yol açan nedenlerin en önemlilerindendir. Kepçe kulak hastalarında sıklıkla bu kıvrım ya tam gelişmemiştir ya da hiç oluşmamıştır. Bunun sonucunda kulağın özellikle üst 1/3’ünde belirginlik meydana gelir.
Dikiş teknikleriyle bu kıvrımın daha belirgin hale gelmesi sağlanarak kulağın bu kısmı geriye doğru alınır.
Hastaların çoğunlukla fark etmediği bu alt bacaktaki katlantının tam oluşmamaması veya yetersiz kalması, özellikle önden bakıldığında, kulağın üst kısmında kafayla yaptığı açının geniş olmasına neden olmaktadır.
Bu antiheliks alt bacağının kıvrımını arkadan tamamen serbestlemek ve dikiş teknikleriyle geriye almak gerekir; böylece kulağın üst kısmı kafaya yaklaştırılır.
Antiheliks üst bacağındaki kıvrımın yetersizliğinin bir devamı olabilen bu antiheliksin kendindeki kıvrımın yeteri kadar oluşmaması, sık görülen bir bozukluktur ve kulağın asıl olarak orta kısmında bir belirginliğe yol açar.
Yine dikiş teknikleriyle buradaki kıvrım oluşturulur. Bu kıvrımı oluştururken buranın çok geriye alınması kulakta doğal olmayan bir görünüme neden olabilir.
Bazen antiheliks bölgesinde, tersine dönmüş bir kıvrım olur ve çoğunlukla da konkanın bir devamı şeklinde bir yapıya dönüşebilir. Bu hastalarda şekil bozukluğunun nedeni konkanın derinliği gibi görünse de, bu kıvrımın tersine dönmesi, kepçeliğin önemli bir kısmını oluşturur. Yine kulağın özellikle orta kısmında belirginliğe neden olan bir bozukluktur.
Konkaya müdahale etmeden önce buradaki tersine dönmüş kıvrımı oluşturmak ve dikişlerle bu bölgeyi sabitlemek gerekir. Bu işlemden sonra konkaya müdahale etmek gerekmeyebilir bile.
Hastalarda sıkça gördüğüm bir bozukluktur ve kulağın özellikle orta kısmında belirginliğe yol açar. Konkanın derinliği sıklıkla konkanın orta kısmına olsa da, bazen bu, kulağın üst kısmına doğru uzanarak kulağın üst 1/3’ünde veya aşağıya doğru uzanarak özellikle kulak memesine doğru bir belirginliğe yol açabilir.
Konka derinliğine müdahale, buradaki fazla kıkırdak dokusunun çıkarılmasını gerektirir. Kıkırdak dokudan çıkarılmadan, konkanın kulak arkasında dikişlerle kafaya sabitlenmesi, kulağın hareket kapasitesini azaltırken aynı zamanda kepçeliğin tekrar ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bazı kulaklarda heliks kıvrımı oluşmamıştır. Bu kulaklarda kepçeliğe neden olan diğer durumlar da varsa, kulak üst kısmında daha da kepçe görünebilir. Diğer taraftan kulakta kepçeliğe neden olan diğer durumlar yoksa bile, bu bozukluk tek başına kulağın normalden büyük görünmesine ve dikkat çekmesine neden olabilir.
Bu bozukluğun tedavisinde, kulağın ön kısmından kesi yapmak gerekir ve bir miktar doku çıkarılarak burada kıvrım oluşturulur.
Bazı hastalarda kulak memesi dışarı doğru fırlak olabilir; bunun bir kaç nedeni olabilir. Bazen kulak memesini ileri iten bir kıkırdak kıvrımı ve bazen de kulak memesinin cildine ait faktörler, kulak memesinde belirginliğe yol açarak kulağın alt kısmında belirginliğe neden olur.
Altta yatan nedene göre kıkırdağa müdahale ile veya kulak memesinin cildinin belirli kısımlarından doku çıkarılarak, bazen de kulak memesinin içinden doku çıkarılarak kulak memesindeki belirginlik azaltılabilir.
Bazı hastalarda kulak memesinin boyutları büyük olabilir ve bu, kulağın diğer kısımlarına kıyasla kulağın kendi içindeki oranlarda bir bozukluğa neden olabilir.
Kulak memesindeki bu büyüklük, çeşitli kesilerle kulak memesinden cilt ve cilt altı dokuların tam kat olarak çıkarılmasıyla düzeltilebilir. Böylesi bir ameliyatta kulak memesindeki kesiler kulak memesinin görülen yüzünde de olur.
Bu çıkıntı çoğu kulakta mevcuttur ancak bazen beraberinde antiheliks kıvrımında açıklık varsa, kulağı olduğundan daha fazla kepçe gösterecek kadar belirgin olabilir. Bu çıkıntıya bazen alttaki kıkırdaktaki üçgen şeklindeki yapının büyük olması, bazen ise burada deri fazlalılığının olması neden olur. Kulak geriye alındığında, bazı hastalarda bu çıkıntı, en azından önden bakıldığında sorun olmaktan çıkabilir ve müdahale gerektirmeyebilir.
Kulağın geriye alınması sorunu ortadan kaldırmaya yetmediğinde önden kesi yapılarak bu çıkıntı küçültülebilir.
Hastaların bir kısmında ise kulağın geneli kafa boyutlarıyla kıyaslanınca büyük olabilir. Bu büyüklük, genellikle kulağın üst ve alt kesimlerinde belirgin olmakla birlikte bazen kulağın orta kısmının da büyük olması bunlara eşlik edebilir.
Kulağın büyük olduğu kısımlar, kulağın önden görünen kısımlarında kesiler yapılarak küçültülür. Bu hastalarda kesiler, kulağın doğal kıvrımları boyunca yapıldığından, izler genellikle çok iyi iyileşir ve nispeten gizli kalır.
Kulağın kafadaki yerleşimi bazı hastalarda kulağın kepçe görünmesine neden olabilir. Bu fotoğrafta sağ tarafta, kulağın kafadaki yerleşiminden dolayı kulağı nispeten daha gizlenen bir hasta, ortada ve sol tarafta ise kulağı yüz ve kafanın üzerine oturan ve dolayısıyla yerleşimi nedeniyle olduğundan daha kepçe duran bir hastanın ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflarını görebilirsiniz.
Kulağın yerleşimi nedeniyle olan kepçe kulak görünümüne müdahale yapılamıyor ancak kulak olabildiğince geriye alınarak kulaktaki belirginlik azaltılabilir.
Antiheliksin normalde üst ve alt bacakları vardır. Bazen doğumsal olarak bunlara bir üçüncü bacak eklenebilir. Buna Stahl Kulağı denir. Bu ilave bacak, kulağın üst 1/3’ünde belirginliğe yol açabilir.
Çeşitli dikiş ve ameliyat teknikleriyle buradaki bu ilave bacağın düzleşmesi sağlanabilir.
Kulağın bu doğumsal bozukluğunda, kulağın üst 1/3’ündeki kısmı tam gelişmemiştir ve kulak küçük olmasına rağmen olduğundan fazla dikkat çekebilir.
Üst kısımda kıkırdak ve ciltte eksiklik olduğu için burada yapılacak müdahaleler, bozukluğun şekline göre farklılık gösterebilir. Ancak bu hastalarda, kulağın tamamen normal bir yapıya kavuşmasını beklememek gerekir. Burada amaç, kulağın daha az dikkat çekmesini sağlamak olmalıdır.
+90 532 520 02 99
+90 216 629 10 13
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
© 2023 Tasarım ve SEO: Dr Bülent Genç